Yakın bir zamanda yine hüsrana uğradığımız seçimler öncesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel ülkemizi ziyarete gelmişti, hatırlarsınız. Merkel’in ziyaretindeki basın toplantısında kullanılan taht şeklindeki gösterişli ama zevksiz sandalyeler günlerce hem yazılı hem de görsel medya tarafından konu edilmişti. İşte olacağı varsa olur ya hiç beklenmedik ve hiç ummadığım bir yerde kendisiyle karşılaşıp konuşma fırsatı buldum.
Merkel, resmi olarak ziyarete gittiği ülkelerde korumalardan ve güvenlikten dolayı rahat rahat gezemiyormuş. Ülkeyi keşfedebilmek adına da kılık değiştirerek, uzun saçlı bir peruk takarak oradan oraya geziyormuş. Tabii kendisinin bu yaşta hala bu kadar gezecek enerjiyi bulması ayrı bir takdir konusu bu durumda. Ama benden kaçmaz! Ben tanırım! Kendisiyle İstanbul’un en büyük LGBTİ mekânlarından birisinin locasında karşılaştık. Son albümünde benim bir şarkımı okuyan bir arkadaşımın konseri için gitmiştim mekâna ama bu uzun saçlı kadını başta tanımasam da daha sonra kim olduğunu anladım.
Merkel, resmi olarak ziyarete gittiği ülkelerde korumalardan ve güvenlikten dolayı rahat rahat gezemiyormuş. Ülkeyi keşfedebilmek adına da kılık değiştirerek, uzun saçlı bir peruk takarak oradan oraya geziyormuş. Tabii kendisinin bu yaşta hala bu kadar gezecek enerjiyi bulması ayrı bir takdir konusu bu durumda. Ama benden kaçmaz! Ben tanırım! Kendisiyle İstanbul’un en büyük LGBTİ mekânlarından birisinin locasında karşılaştık. Son albümünde benim bir şarkımı okuyan bir arkadaşımın konseri için gitmiştim mekâna ama bu uzun saçlı kadını başta tanımasam da daha sonra kim olduğunu anladım.
Kendisiyle politika konuşmamak zaten imkânsızdı. Defalarca geldiği Türkiye’yi sevip sevmediğini sordum. Türkiye’yi ve burada bulunan insanları çok sevdiğini söyledi ama bana nedense bu söyledikleri pek samimi gelmedi. Daha sonrada sosyal medyada gezinen fotoğrafları gösterip kendisinin yorumunu merak ettim. Merkel bildiğiniz o zevksiz tahtımsı sandalyeleri çok beğenmiş. “Zaten sizin başkanınıza da bu yakışır” falan dedi. Bahsi geçen şahsın başkan olmadığından tutun da burasının bir Cumhuriyet ülkesi olduğunu, padişahla yönetilmediğini anlatmaya çalıştım kendisine.
Hayır, işin kötü tarafı Merkel o görüştüğü malum şahsın tipini de beğeniyormuş. “Canım sen Almanya’dan gelmiyor musun?” diye sormak zorunda kaldım kendisine. Almanya’daki milyonlarca sarışın ve mavi gözlü çocuktan sonra onu nasıl beğenmiş gerçekten anlayamadım. Tabii ki böyle şeyler zevk meselesi, beğenirsin beğenmezsin. Ben bunlara asla karışamam. Ben de Yusuf Çim’e ölüp bitiyorum ama şimdi göz var nizam var. Birisinin oyuncu, birisinin politikacı kimliğini yan yana koyduğumuzda hangisini daha çok beğenirsin.
Neyse, Merkel Hanımcığım kendisinin basın toplantısında yanında bulunan “uzun” adama olan hayranlığından uzun bir süre bahsettikten sonra bir şeyler içip konser bitimine doğru ikimiz de evlerimize yol aldık. Aslına baktığınızda cana yakın ve tatlı bir kişilik kendisi. Ülkesi için her şeyi yapabilecek olan Merkel’in erkek zevkinin hiç olmadığını anlamış olduk. Karizmatik profesör kocasından sonra böyle birisini beğenmesini komik bulduğumu söylemek zorundayım. Neyse canım bana ne?! Kimi isterse beğenir. Hadi öptüm sizi.
Neyse, Merkel Hanımcığım kendisinin basın toplantısında yanında bulunan “uzun” adama olan hayranlığından uzun bir süre bahsettikten sonra bir şeyler içip konser bitimine doğru ikimiz de evlerimize yol aldık. Aslına baktığınızda cana yakın ve tatlı bir kişilik kendisi. Ülkesi için her şeyi yapabilecek olan Merkel’in erkek zevkinin hiç olmadığını anlamış olduk. Karizmatik profesör kocasından sonra böyle birisini beğenmesini komik bulduğumu söylemek zorundayım. Neyse canım bana ne?! Kimi isterse beğenir. Hadi öptüm sizi.