10 Ağustos 2014… Türkiye’nin kendi elleriyle ipi boynuna doladığı ve kendini astığı bir tarih daha. Bu kaçıncı intihar? Ne zaman akıllanacağız? Cumhurbaşkanları seçimlerinde malum kişi tek turda ülkemizin 12. cumhurbaşkanı oldu. Beklenen bir sonuçtu, orasını asla yadsıyamam ama istenen bir sonuç muydu? Kesinlikle hayır! CHP ve MHP’nin başarısız çatı adayı yanında HDP’nin en güçlü adayını çıkarıp %10 bile alamadığı seçimlerde böyle bir sonuç sürpriz olmadı. Şimdi 7 sene boyunca sansürlere, yasaklara ona buna alışmak zorundayız. Mantar üretiminin artacağı söyleniyor, siz de duydunuz mu? Anlayan anladı. :-)
Her neyse, ben bu haftaki yazımda kendi cumhurbaşkanı adaylarımı açıklamak istiyorum. 2 kadın, 2 erkek seçtim. Bunlardan ikisi maalesef artık aramızda değil, ama diğer ikisi hala aramızda. Hatta bir tanesinin ileride mutlaka başbakan veya cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyorum. Hadi bakalım başlayalım.
Her neyse, ben bu haftaki yazımda kendi cumhurbaşkanı adaylarımı açıklamak istiyorum. 2 kadın, 2 erkek seçtim. Bunlardan ikisi maalesef artık aramızda değil, ama diğer ikisi hala aramızda. Hatta bir tanesinin ileride mutlaka başbakan veya cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyorum. Hadi bakalım başlayalım.
Aysel Gürel
6 yıl önce aramızda ayrılan Aysel Gürel, kim ne derse desin bu ülkenin gelmiş geçmiş en muhalif kadınıydı. Eline geçen tüm tabuları yıkan, pop müziğe sayısız unutulmayacak eser bırakmış olan bu büyük şairin cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum da hayatımız ne kolay olurdu. Fazla zekâsından ötürü deli kılığına bürünüp kafasına eseni yapan, kimseyi incitmeden, yargılamadan etrafında barındırabilen bu müthiş kadının, Türkiye için neler yapabileceğinin hayalini kurmak bile gerçekten güzel. Yasağın olmadığı, her kesimin özgürce yaşabildiği, sanatın ve üretimin zirveye ulaştığı bir 7 yıl olurdu. Oynanan tiyatro oyunu sayısı artar, tiyatro binaları artar, daha fazla sanat içinde yaşayabilirdik. Kadına karşı şiddet azalırdı, cezasız kalmazdı. Her kız çocuğu mutlaka okurdu ve kocasının evine değil, bu ülkeye kazandırılırdı. Ah ah… Seni asla unutmayacağız efsane kadın!
Barbaros Şansal
Barbaros Şansal’ı bu listeye almamdaki en büyük etkenlerden birisi Türkiye gibi gittikçe muhafazakârlaşan bir ülkede açık bir şekilde eşcinsel kimliğiyle medyada yer bulabilmesi ve ortaya koymaktan çekinmediği muhalif halleri. Gezi’de, LGBTİ Onur Yürüyüşlerinde, Galata’nın önüne malum kişinin suratı kadar çirkin masaların konulmasının protestosunda, kısacası sisteme karşı gelen her türlü gösteride kendisini görebildik. Barbaros Şansal, cumhurbaşkanı olsa LGBTİ’ler bu ülkedeki en özgür yıllarını yaşarlardı herhalde. İlk iş olarak Harbiye’de, Mersin’de, Adana’da öldürülen translar için bir şey yapsa çok sevinirdim.
Emine Ülker Tarhan
Dün yaptığı açıklamalarla beni iyice kendisine hayran bırakan Tarhan’ın kesinlikle aday olarak gösterilmesi gerekiyordu. Emine Ülker Tarhan gibi güçlü bir kadını ben yine de herkesin anlayabildiğini düşünmüyorum. Zira onun gibi hem güzellik, hem zekâ, hem cesaret açısından harika bir kadını herkes anlayamaz. Yargı geçmişinden dolayı söylediği her şeyin altını tamamen dolduran ve asla boş konuşmayan Tarhan’ı yenilenen CHP’de öncelikle başkan olarak görmek isterim. Sonrasında başbakan ve cumhurbaşkanı koltuklarına oturması gereken bu kadını CHP harcamaya kalkarsa büyük hata yapar. Tarhan’ı CHP’nin ulusalcı kanadının temsilcisi olarak gören, kendisini liberal zanneden ama özgürlüğü sadece Kürt özgürlüğü üzerinden tanımlayan “eksik” liberallerin, bu kadının söylediklerini önyargıyla değil, can kulağıyla dinlemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Mustafa Kemal Atatürk
Ve işte o… Onun için söylenecek o kadar çok şey var ki. Özellikle son yıllarda hakkının oldukça fazla yendiğini düşünüyorum. Acaba Türkiye ömrü hayatı boyunca hiç bu kadar yakışıklı ve şık bir lider gördü mü? Demirtaş’a yakışıklı diyen, erkekten zerre kadar anlamayan lubunyalardan bahsetmiyorum. Göz var, nizam var be kardeşim! Masmavi gözlü, sırma saçlı, Selanik’li bu yakışıklı adamın şu anki bütün siyasetçilere taş çıkaracak zarafeti, yeteneği ve şıklığı takdire şayan değil de nedir? Beni Kemalist olmakla suçlayan bazı okurlarım bu yazımı okuduktan sonra eminim ki daha da üsteme geleceklerdir ama ben korkmuyorum! Atatürk’ü elbette eleştirmemiz gerekiyor ama eleştirirken yaptığı onca işi hiç saymak akıl karı değildir. Farkında mısınız? Türbanla okula gittiği için Erdoğan’a teşekkür eden sevgili kızlarımız farkındalar mı ki okula gidebildikleri için öncelikle Atatürk’e teşekkür etmeleri gerekiyor? Cumhurbaşkanı koltuğuna oturan ilk adam olan bu liderin kurduğu cumhuriyeti şimdi böyle insanların yönetmesine katlanamıyorum. Ortada bir cumhuriyet kaldıysa tabii! Nerede yaşadığınızın farkında mısınız sevgili Türkiyeliler? Atatürk’ün kurduğu ülkede yaşıyorsunuz. Hep söylerim, eleştirirken yıkmayalım!
Güneşin ve ayın bile artık aydınlatamadığı ülkemizde ampulle aydınlandığını düşünen %52’lik kısma liderlerine olan bağlılıklarından dolayı saygı duyuyorum. 1920’lerde bile kapalı bir “first lady”miz yokken bir 7 yıl daha başı kapalı bir “first lady”miz olacak. Ama dinen kapalı değil, siyaseten kapalı… Hepimize hayırlı, uğurlu olsun.