Müzik ve sinema her zaman birbirlerini beslemiş ve kalıcılıklarını ittifaklarıyla sağlamıştır. Bir başka deyişle ne filmlerin size enjekte ettiği şarkıları kolay kolay unutursunuz, ne de fondaki müziğin vuruculaştırdığı sahneleri. Yeşilçam film müzikleri konusunda her dönemin ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Bu müzikler dönemin algısı, sanat görüşü ve sinemacının vermek istediği ruhu yansıtır.
Kabaca dönem filmlerini özetlemek gerekirse; Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Ümit Besen, daha sonra çocuk yıldızların yetiştiği Küçük Emrah, Küçük Ceylanlı bol arabesk soslu dram filmler, darbe sonrası toplumuna yönelik sıfır politika içeren Gırgıriye serisi ve benzeri güldürüler, İlyas Salman, Şener Şen ve Kemal Sunal gibi sanatçıların toplumsal komedileri, seksenlerin ikinci yarısı ortaya çıkan entelektüel kadın imajlı Müjde Ar, Nur Sürer, Hale Soygazi’li geniş kitlelere hitap etmeyen filmler ve son olarak benim bu yazımda üzerinde duracağım Banu Alkan, Serpil Çakmaklı ve Ahu Tuğba gibi dönemin kadın starlarının etrafında dönen, kötü yola düşmeli, şuh pozlu, bir sahnesinde mutlaka Nuri Alço gibi erkeklerin arz-ı endam ettiği filmler vardır.
Kabaca dönem filmlerini özetlemek gerekirse; Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Ümit Besen, daha sonra çocuk yıldızların yetiştiği Küçük Emrah, Küçük Ceylanlı bol arabesk soslu dram filmler, darbe sonrası toplumuna yönelik sıfır politika içeren Gırgıriye serisi ve benzeri güldürüler, İlyas Salman, Şener Şen ve Kemal Sunal gibi sanatçıların toplumsal komedileri, seksenlerin ikinci yarısı ortaya çıkan entelektüel kadın imajlı Müjde Ar, Nur Sürer, Hale Soygazi’li geniş kitlelere hitap etmeyen filmler ve son olarak benim bu yazımda üzerinde duracağım Banu Alkan, Serpil Çakmaklı ve Ahu Tuğba gibi dönemin kadın starlarının etrafında dönen, kötü yola düşmeli, şuh pozlu, bir sahnesinde mutlaka Nuri Alço gibi erkeklerin arz-ı endam ettiği filmler vardır.
Banu Alkan ile Modern Talking şarkılarının yakaladığı uyumu kaç oyuncu yakalayabilmiştir? Serpil Çakmaklı ile 1985’te oynadıkları Bu İkiliye Dikkat ve yine aynı yıl çevirdiği Arzu filminde dudaklarına zoom yapılan Banu Alkan imajı “You’re My Heart”, “Brother Louie”, “Cheri Cheri Lady” şarkıları olmadan yarım kalır. Genelde bir Afrodit’e yakışır zengin bir hayat süren karakterlerin yolu bir şekilde bir diskodan ya da bu şarkıların çalındığı bir havuz başından geçer. Kendine güvenen, özgür ve seksi kadının müziği budur!
Brother Louie
You're My Heart, You're My Soul
Cheri Cheri Lady
Serpil Çakmaklı ve arkadaşlarının Datça macerası ve çeşitli açılardan bikinili pozlarını içeren 1986 yapımı Güzelim adlı film de bu stereotipin yoğunlaştırılmış bir versiyonu gibi. Sahne "Brother Louie" ile açılır. Havuz başına çıkarma yaparken Hazel Dean’den "They Say It’s Gonna Rain" çalar. Herkesin gözü onların üzerindedir. Tatil, bikini, kadın vücudu, yaz aşkları, tatil köyleri tüm gerekenler olarak birer birer işlenir.
They Say It's Gonna Rain
Üçüncü ikon isim beyaz ölümlü filmlerin buz mavisi bakışlı güzeli Ahu Tuğba’dan başkası değil. Saçları her daim kabarık, bir elinde sigara, o bataktan bu batağa saplanan güzellik… Onun sahneleri havuz başlarından ziyade her türlü pisliğin döndüğü, insanların çılgınca dans ettiği diskolardır. İyi adamlar Kadir İnanır, Tarık Akan, Tarık Tarcan gibi isimlerken Nuri Alço ve Coşkun her daim kötülük için hazır viskilerini yudumlamaktadırlar.
Saydığım bu üç oyuncunun performansları filmlerin aksine gayet sağlam ve inandırıcıdır ki bu roller ve fon müzikleri onları hafızalara kazımıştır. Fakat asıl üzerinde durmak istediğim konu bu filmlerin sömürdükleridir. Kadın vücudunun had safhada metalaştırıldığı sahneler, onların arka planını oluşturan pop müziğin ve diskoların birer uyuşturucu olarak sunulmasıyla erkek egemen ve muhafazakâr bir açıdan verilir. Bu cinsellik sahip çıkılan bir kadın cinselliği değil, erkek bilinçaltında yaşayan şuh ve “düşmüş” kadın imajına hizmet eder. Gece hayatı ve disko kültürünün de uyuşturucu, kötü yola düşmek, zayıf aile bağları ile bir tutulması karşımıza ilginç bir portre çıkarır. Bir tarafta sözde mesaj ve ahlak kaygısı güden diğer bir tarafta kadın oyuncuların bedenlerini basitçe sömüren bir anlayış vardır.
Saydığım bu üç oyuncunun performansları filmlerin aksine gayet sağlam ve inandırıcıdır ki bu roller ve fon müzikleri onları hafızalara kazımıştır. Fakat asıl üzerinde durmak istediğim konu bu filmlerin sömürdükleridir. Kadın vücudunun had safhada metalaştırıldığı sahneler, onların arka planını oluşturan pop müziğin ve diskoların birer uyuşturucu olarak sunulmasıyla erkek egemen ve muhafazakâr bir açıdan verilir. Bu cinsellik sahip çıkılan bir kadın cinselliği değil, erkek bilinçaltında yaşayan şuh ve “düşmüş” kadın imajına hizmet eder. Gece hayatı ve disko kültürünün de uyuşturucu, kötü yola düşmek, zayıf aile bağları ile bir tutulması karşımıza ilginç bir portre çıkarır. Bir tarafta sözde mesaj ve ahlak kaygısı güden diğer bir tarafta kadın oyuncuların bedenlerini basitçe sömüren bir anlayış vardır.
Türk filmlerinde Modern Talking şarkıları içeren sahneler
Disko sahnelerinin vazgeçilmezi: Comanchero
Nuri Alço ile özdeşleşen müziği de paylaşmazsak olmaz!