Bir yılı daha tükettik. Bu hafta bu köşede 2015’in son yazısını yazıyorum. Türk Popüler Müziğinde 2015 yılına dair genel değerlendirmelerimi önümüzdeki haftalara saklıyorum. Bu hafta ise bundan dört yıl önce ilk albümünü bizlere sunan ve o zamandan beri severek takip ettiğim, ancak en hızlı yükselişini tek bir şarkıyla 2015’te gerçekleştiren başarılı bir isimden, Simge’den bahsetmek istiyorum.
Ben de birçokları gibi Simge’yle 2011 yılında yayınlanan ilk albümü “Yeni Çıktı” sayesinde tanıştım, ancak daha sonra öğrendim ki kendisi albümden önce de zaten yıllardır profesyonel olarak müziğin içindeymiş. 12 yaşında gitar çalmaya ve kendi bestelerini yapmaya başlayan ve müzik aşkını diplomalandırarak İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nden mezun olan Simge, kendi albümünü yayınlamadan önce Zeynep Dizdar, Gülşen, Yaşar ve Serdar Ortaç gibi isimlerin sahnesinde geri vokalist olarak yer almış; çeşitli televizyon dizilerinin ve radyoların jenerik müziklerine sesiyle eşlik etmiş. Ayrıca kariyerinin albüm öncesi bu döneminde solo sahne çalışmaları yapmaya da başlamış.
Gelelim Simge’nin benim de daha yakından takip edebildiğim “albümlü” dönemine. Genç şarkıcının, Mart 2011’de yayınlanan ilk albümü “Yeni Çıktı” 6 şarkıdan oluşuyordu. İlk klibi “Ödeme Vakti”ni izlediğimde oldukça heyecanlanmış ve büyük ses getireceğini, Simge’nin popüler müzik dünyasında kalıcı olacağını düşünmüştüm. E malum, güzel ses, iyi yorum ve fiziksel güzellik kolay kolay bir arada bulunmuyor. Üstüne bir de iddialı bir şarkıyla “merhaba” diyordu bizlere Simge. Sözleri Gökhan Şahin’e, müziği ve aranjesi Erdem Kınay’a ait olan “Ödeme Vakti” enerjisi ve hit olma potansiyeli yüksek bir çıkış parçasıydı. Şarkıya Sedat Doğan yönetmenliğinde çekilen klip de yeni bir isimle tanışan dinleyicide dinamik ve pozitif bir Simge imajı yaratıyordu. Her şey tamam gibiydi yani.
Gelelim Simge’nin benim de daha yakından takip edebildiğim “albümlü” dönemine. Genç şarkıcının, Mart 2011’de yayınlanan ilk albümü “Yeni Çıktı” 6 şarkıdan oluşuyordu. İlk klibi “Ödeme Vakti”ni izlediğimde oldukça heyecanlanmış ve büyük ses getireceğini, Simge’nin popüler müzik dünyasında kalıcı olacağını düşünmüştüm. E malum, güzel ses, iyi yorum ve fiziksel güzellik kolay kolay bir arada bulunmuyor. Üstüne bir de iddialı bir şarkıyla “merhaba” diyordu bizlere Simge. Sözleri Gökhan Şahin’e, müziği ve aranjesi Erdem Kınay’a ait olan “Ödeme Vakti” enerjisi ve hit olma potansiyeli yüksek bir çıkış parçasıydı. Şarkıya Sedat Doğan yönetmenliğinde çekilen klip de yeni bir isimle tanışan dinleyicide dinamik ve pozitif bir Simge imajı yaratıyordu. Her şey tamam gibiydi yani.
Ancak “Ödeme Vakti” ve ardından kliplenen “Başı Dertte” şarkıları her ne kadar belli bir oranda sevilip dinlense de dinleyicide benim umduğum kadar büyük bir etki yaratmadı. Yine aynı albümde yer alan, kliplenmeyen ama bir radyo hiti olarak kalan “Misafir” de bu durumu değiştirmedi. Sanırım hem kendisi hem sesi güzel olan, sağlam aranjeli sağlam şarkılarla dinleyiciye “merhaba” diyen bir isim bile dinleyici gözünde “yeni” olmanın dezavantajını yaşayabiliyordu. Simge daha çok dinleyiciye ulaşıp aradaki buzları teker teker kırmak için yepyeni şarkılarla yeniden ve yeniden “merhaba” demeliydi. Ancak bu süreçte araya 3 yıl gibi uzun bir zaman girdi.
Eylül 2014’te yayınlanan “Bip Bip” teklisi ile Simge, neredeyse varlığını unutacağımız bir noktada bizlere kendini hatırlattı. Söz ve müziği Alper Narman ile Onur Özdemir ikilisine ait olan, Ozan Bayraşa’nın düzenlediği şarkıya ben her ne kadar Simge’nin ilk albüm şarkıları kadar ısınamasam da “Bip Bip” bayağı bayağı hit oldu ve Simge’yi yepyeni dinleyici kitleleriyle buluşturdu.
Derken Simge bu kez arayı fazla açmadı. Haziran 2015’te “Miş Miş” geldi ve ortalık yıkıldı. İsrail asıllı şarkıcı Riff Cohen tarafından Fransızca olarak seslendirilen ve 2013 yılında yayınlanan “Dans Mon Quartier” isimli şarkı Türkçeye adapte edilmiş ve ortaya “Miş Miş” çıkmıştı. Şarkının Türkçe sözlerini büyük bir ustalıkla Sibel Algan yazarken, “miş miş miş de muş muş muş” repliği ise Sezen Aksu’nun fikri olarak şarkıdaki yerini almıştı. Şarkının, orijinalinden yola çıkarak onun birkaç adım ötesine geçmiş aranjesinde ise Ozan Bayraşa imzasını görüyorduk.
Eylül 2014’te yayınlanan “Bip Bip” teklisi ile Simge, neredeyse varlığını unutacağımız bir noktada bizlere kendini hatırlattı. Söz ve müziği Alper Narman ile Onur Özdemir ikilisine ait olan, Ozan Bayraşa’nın düzenlediği şarkıya ben her ne kadar Simge’nin ilk albüm şarkıları kadar ısınamasam da “Bip Bip” bayağı bayağı hit oldu ve Simge’yi yepyeni dinleyici kitleleriyle buluşturdu.
Derken Simge bu kez arayı fazla açmadı. Haziran 2015’te “Miş Miş” geldi ve ortalık yıkıldı. İsrail asıllı şarkıcı Riff Cohen tarafından Fransızca olarak seslendirilen ve 2013 yılında yayınlanan “Dans Mon Quartier” isimli şarkı Türkçeye adapte edilmiş ve ortaya “Miş Miş” çıkmıştı. Şarkının Türkçe sözlerini büyük bir ustalıkla Sibel Algan yazarken, “miş miş miş de muş muş muş” repliği ise Sezen Aksu’nun fikri olarak şarkıdaki yerini almıştı. Şarkının, orijinalinden yola çıkarak onun birkaç adım ötesine geçmiş aranjesinde ise Ozan Bayraşa imzasını görüyorduk.
“Miş Miş”in bu denli sevilmesinin temel nedeni bence Simge’nin önceki diğer tüm şarkılarından daha sıcak, daha samimi bir atmosfere sahip olması. Şarkının havasına uygun olarak Nihat Odabaşı yönetmenliğinde çekilen klip de Simge’yi daha önce hiç izlemediğimiz kadar renkli, eğlenceli ve içten bir imajla sunuyor bizlere. Dinleyicinin kalbine giden yol en nihayetinde “samimiyet”ten geçer ve bu şarkı, bu klip de söz konusu samimiyete fazlasıyla sahip.
“Bip Bip” ve “Miş Miş”… Görünen o ki ikilemelerden oluşan şarkılar Simge’ye iyi geliyor. Bundan sonra, geçtiğimiz haftalarda PopKedi.Com yazarı Yosun Pare’nin de “Yeni İsimlere Yeni Şarkılar” başlıklı yazısında bahsettiği gibi kendisinden yine ikilemeli bir şarkı bekliyorduk ama Simge’nin yakında yayınlanacak yeni şarkısının isminin “Yankı” olduğunu öğrendik. Şaka bir yana, aslında “Miş Miş”le birlikte, doğru zamanda gelen tek bir doğru şarkının, bir şarkıcının kariyerinde nelere kadir olabileceğini görmüş olduk. Pek çok popüler ismin, daha çok gece kulübü ve diğer eğlence mekânlarına yönelik hazırlanmış hissi uyandıran, sert altyapılı şarkılarının aksine “Miş Miş” daha yumuşak, daha “canlı” aranjesi ve Simge'nin tatlı vokaliyle “yazlık şarkılar” içinde bir fark yarattı ve “çıstak”sız bir şarkının da dinleyicileri “eller havaya” moduna sokup dans ettirebileceğini bizlere bir kez daha kanıtladı.
Bu yazının başlarında Simge’nin ilk albümünü dinlediğimde düşündüklerimi yazdım. Evet, ilk albümünün büyük patlama yaratacağı konusunda yanılmıştım ama Simge’nin müzik dünyasında ve daha önemlisi biz dinleyicilerin duygu dünyasında kalıcı olacağını düşünmekte haksız değilmişim. 2016’ya dair en büyük heyecanlarımızdan biri de “Yankı” için. Artık arayı fazla açmak yok, değil mi Simge? Yok yok yok da yok yok yok. :-)
“Bip Bip” ve “Miş Miş”… Görünen o ki ikilemelerden oluşan şarkılar Simge’ye iyi geliyor. Bundan sonra, geçtiğimiz haftalarda PopKedi.Com yazarı Yosun Pare’nin de “Yeni İsimlere Yeni Şarkılar” başlıklı yazısında bahsettiği gibi kendisinden yine ikilemeli bir şarkı bekliyorduk ama Simge’nin yakında yayınlanacak yeni şarkısının isminin “Yankı” olduğunu öğrendik. Şaka bir yana, aslında “Miş Miş”le birlikte, doğru zamanda gelen tek bir doğru şarkının, bir şarkıcının kariyerinde nelere kadir olabileceğini görmüş olduk. Pek çok popüler ismin, daha çok gece kulübü ve diğer eğlence mekânlarına yönelik hazırlanmış hissi uyandıran, sert altyapılı şarkılarının aksine “Miş Miş” daha yumuşak, daha “canlı” aranjesi ve Simge'nin tatlı vokaliyle “yazlık şarkılar” içinde bir fark yarattı ve “çıstak”sız bir şarkının da dinleyicileri “eller havaya” moduna sokup dans ettirebileceğini bizlere bir kez daha kanıtladı.
Bu yazının başlarında Simge’nin ilk albümünü dinlediğimde düşündüklerimi yazdım. Evet, ilk albümünün büyük patlama yaratacağı konusunda yanılmıştım ama Simge’nin müzik dünyasında ve daha önemlisi biz dinleyicilerin duygu dünyasında kalıcı olacağını düşünmekte haksız değilmişim. 2016’ya dair en büyük heyecanlarımızdan biri de “Yankı” için. Artık arayı fazla açmak yok, değil mi Simge? Yok yok yok da yok yok yok. :-)