4 yıllık bir aradan sonra Adele, ‘25’ ismini verdiği yeni albümüyle tekrardan hayatımıza hızlı bir şekilde giriş yaptı. Ekim ayının sonunda Hello isimli çıkış parçasıyla bir anda müzik dünyasını ayağa kaldıran sanatçı, bu şarkıdan yaklaşık bir ay kadar sonra albümünü de piyasaya çıkardı. Hello listelere çok hızlı bir şekilde girdi ve Adele eski günlerdeki performansından ve başarısından hiçbir şey kaybetmediğini bizlere göstermiş oldu. Hello, Adele’in klasik tarzından ödün vermeyen, piyano ve Adele’in kusursuz sesiyle dinleyiciyi mest eden bir şarkı. Albümde de genel olarak bu tarz şarkılara yer verilmiş.
Adele, bu yeni albümünde tek bir aranjörle çalışmamış. Her şarkıda farklı bir ismi görebiliyoruz. Sanatçının beraber şarkı yazdığı ve bu şarkıları düzenleyen insanların arasında Greg Kurstin, Max Martin, Ryan Tedder, Samuel Dixon gibi isimler yer alıyor. Albümün Avrupa ve Amerika dışında Japonya’da çıkan versiyonunda ise daha önce Christina Aguilera’yla çalışan Linda Perry ve Madonna’yla tanınmış Rick Nowels’la beraber yazdığı şarkılar yer alıyor. Adele bizden ayrı kaldığı 4 yıllık sürede çocuk doğurduktan sonra 2 yıl boyunca bu albüm için hazırlık yapmış. Değişik yazarlar ve aranjörlerle çalışıp ortaya yine adına yakışır tatta bir albüm çıkarmayı başarmış.
Albümde Send My Love (To Your New Lover) ve Water Under The Bridge gibi çok hafif de olsa blues tınıları içeren şarkılar da var. Genel olarak piyanonun ağırlığını hissediyoruz düzenlemelerde ama zaten Adele en büyük çıkışını sadece piyano eşliğinde söylediği Someone Like You ile yakalamıştı. Hatta çok uzun yıllar sonra sadece piyanoyla çalınan bir şarkı Avrupa’da 1 numaraya kadar yükselebilmişti. When We Were Young ve Remedy ise tıpkı Hello gibi akıp giden, eşlik etmesi keyif veren parçalar. Böylesi sıkı şarkıların yer aldığı bir albümün, çıktığı ilk hafta İngiltere ve Amerika’da satış rekoru kırarak 1 numaraya yerleşmesi hiç de şaşırtıcı değil.
Adele, bu yeni albümünde tek bir aranjörle çalışmamış. Her şarkıda farklı bir ismi görebiliyoruz. Sanatçının beraber şarkı yazdığı ve bu şarkıları düzenleyen insanların arasında Greg Kurstin, Max Martin, Ryan Tedder, Samuel Dixon gibi isimler yer alıyor. Albümün Avrupa ve Amerika dışında Japonya’da çıkan versiyonunda ise daha önce Christina Aguilera’yla çalışan Linda Perry ve Madonna’yla tanınmış Rick Nowels’la beraber yazdığı şarkılar yer alıyor. Adele bizden ayrı kaldığı 4 yıllık sürede çocuk doğurduktan sonra 2 yıl boyunca bu albüm için hazırlık yapmış. Değişik yazarlar ve aranjörlerle çalışıp ortaya yine adına yakışır tatta bir albüm çıkarmayı başarmış.
Albümde Send My Love (To Your New Lover) ve Water Under The Bridge gibi çok hafif de olsa blues tınıları içeren şarkılar da var. Genel olarak piyanonun ağırlığını hissediyoruz düzenlemelerde ama zaten Adele en büyük çıkışını sadece piyano eşliğinde söylediği Someone Like You ile yakalamıştı. Hatta çok uzun yıllar sonra sadece piyanoyla çalınan bir şarkı Avrupa’da 1 numaraya kadar yükselebilmişti. When We Were Young ve Remedy ise tıpkı Hello gibi akıp giden, eşlik etmesi keyif veren parçalar. Böylesi sıkı şarkıların yer aldığı bir albümün, çıktığı ilk hafta İngiltere ve Amerika’da satış rekoru kırarak 1 numaraya yerleşmesi hiç de şaşırtıcı değil.
Adele son yıllarda İngiltere’den çıkan en büyük ses sanatçısı. Samimi ve içten şarkılarıyla özellikle ikinci albümünden sonra herkes tarafından beğenilmeye başladı. “Acı şarkıların şarkıcısı” olarak Adele’i ister istemez İngiltere’nin efsane şarkıcısı Amy Winehouse ile karşılaştırıyor insanlar. Amy Winehouse kendine has tarzı, herkesin anlayamayacağı kadar iyi ses rengi, acı çeken ama hala dik durabilen haliyle caza göz kırpan insanlar için bir vazgeçilmezdi. Kısa süren hayatında efsaneler listesine girmeyi başarabilen Amy Winehouse’un dağınık tarzının yanında Adele, biraz daha “giden sevgili ardından yıkılmış ama gücünü şarkılarda yeniden bulabilen kadın” imajı çiziyor. Ama yine de güçlü sesi ve sağlam şarkılarıyla Adele’in vazgeçilmezler listesine girip giremeyeceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz; tabii eğer kendisi ani bir kararla tekrar müziği bırakmaya kalkışmazsa.
Son olarak, Adele’in yeni albümü “25”ten kişisel olarak en sevdiğim şarkının Million Years Ago olduğunu söyleyebilirim. Arkadan gelen Greg Kurstin gitarı, Adele’in Kurstin’le yazdığı muhteşem sözlere eşlik ediyor. Adele de bu şarkıyı ayrı bir hissederek söylemiş sanki nedense. Albümdeki 11 şarkı içerisinde ilk dinleyişte beni kendine çeken tek parça bu. Albümü dinlerken bu şarkıya özellikle dikkat edin. Kış aylarında pencerenizden yağmuru izleyip geçmişi düşünürken dinleyebileceğiniz hüzünlü şarkılardan…
Son olarak, Adele’in yeni albümü “25”ten kişisel olarak en sevdiğim şarkının Million Years Ago olduğunu söyleyebilirim. Arkadan gelen Greg Kurstin gitarı, Adele’in Kurstin’le yazdığı muhteşem sözlere eşlik ediyor. Adele de bu şarkıyı ayrı bir hissederek söylemiş sanki nedense. Albümdeki 11 şarkı içerisinde ilk dinleyişte beni kendine çeken tek parça bu. Albümü dinlerken bu şarkıya özellikle dikkat edin. Kış aylarında pencerenizden yağmuru izleyip geçmişi düşünürken dinleyebileceğiniz hüzünlü şarkılardan…